9 Şubat 2013 Cumartesi

Ayraçlar...


Bundan 11 yıl önceydi, daha 12 yaşındaydım. Yılın 2002 olduğunu tahmin ediyorum ve aylardan Kasım… Tüyap Kitap Fuarı’ndayım. Fuarda kitaplar alıyoruz ama bir yandan da deli gibi ayraç topluyorum. O yıllarda henüz yayınevleri ayraçlarını alamayacağımız yerlere saklamıyorlar, benim bile uzanıp alabileceğim yerlerde duruyor ayraçlar…  O gün, o fuarda bir sürü ayraç topladım ve yıllarca hepsini de sakladım. Zaten bir daha yayınevleri de öyle bol ayraç vermedi…
Geçen gün ayraçlarım tekrar elime geçti, aralarında bir eleme yaptım bu sefer. Attıklarım çok oldu. Ancak beni çok şaşırtan ayraçlarım da var… Metis Yayınları’nın ne tarz kitaplar yayınladığını bilmediğim o yıllarda aldığım bu üç ayraç. En çok sevdiklerimden ve kıyamadıklarımdan…

İlki Immanuel Wallerstein’in Bildiğimiz Dünyanın Sonu kitabının kartpostal tadındaki ayracı. Siyaset Bilimi okumaya başlayınca tanıdım Wallerstein’ı ve ilk bu ayracın kitabını edindim, sanıyorum ikinci sınıftaydım. İkinci kitap; Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler kitabı. Bu kitabı edinmem ise şöyle oldu: İlk defa geçen sene kitap fuarında çalışma fırsatı bulmuştum. Aralarda standları dolaşırken Metis Yayınları’ndan muhabbet ettiğim arkadaş, Mülksüzler’e bakarken Le Guin’i tanımak istiyorsam, denemeleri ve çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan yazılarının derlendiği Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar kitabını önerdi, önerisi çok mantıklıydı, aldım.  Bu çok kârlı bir alışveriş oldu çünkü Le Guin’in hayal gücünü Mülksüzler’de, dünya görüşünü ise Kadınlar Rüyalar Ejderhalar’da tanıdım. Le Guin okumaya Karanlığın Sol Eli ile devam ettim ki o kitabı da gerçekten çok sevdim. Yani bence ben ikinci ayracın hakkını da verdim. Şimdi sıra 3. ayraçta: Salman Rushdie’nin Geceyarısı Çocukları kitabında. Bu ayraçları edindiğimde, itiraf etmeliyim ki, en sevdiğim bu kitabınki olmuştu. Ancak en sona da o kaldı. Hala kitabı da alamadım. Ama inanıyorum ki bir gün o da olacak. Çünkü bu anlattıklarım tesadüfler değil benim için, hayat, sevdiğim şeyleri, ben yolumu çizmeye devam ettikçe, önüme getirmeye devam ediyor. Bunları yaşayıp, üzerine düşündükçe kendimi doğru yolda hissetmenin yanı sıra, yolumun tutarlı, anlamlı ve amaca sahip olduğunu da görüyorum… Bence mutluluk, böyle bir şey zaten.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder