5 Haziran 2012 Salı

Tur Günlükleri 1: Nancy - Vedalar



Giderken ağlayacağımı hiç tahmin etmezdim. Neden böyle olduğumu bilmiyorum. Nancy’i de pek sevmemiştim oysaki, bir türlü ısınamamıştım soğuk Fransızlar’a. Tur yapıp Türkiye’ye dönmek içinde can atıyordum. Ama bu sabah Melda’dan,Yasemin’den, dün Tezcan Abla’dan, onda önceki gün ise Övünç’ten ayrılmak koydu. Burada ne kadar alışmışız birbirimize, aile gibi olmuşuz meğer biz. Gibisi fazla aslında biz burada aile olmuşuz, eksikleri tamamlayan, fazlaları eksilten, yanlışları düzelten, güzel bir aile olmuşuz.
Trene binerken Yasmin’den ayrılışıma hüzünlenince aklıma Türkiye’den, ailemden ayrılışım geldi. Meğer insanı ağlatan ayrılmak kavramıymış, bir şeylerin sonuna gelmek… Ben de artık biliyorum ki Fransa maceramın sonuna geldim, Fransa’dan çıkmama sadece 3 gün kaldı. Yağmurlu havalara, soğuk insanlara, yeşil doğaya, sokaklarda sabahlamaya tam yeni alışmışken, hadi hoppa önce düzensizliğin ardından da yıllardır alışık olduğun düzenin içine dönmece… Adaptasyon zor değil ama yine de keşke sevdiklerim arkada kalmasa. Birine sahip olmak için birini bırakmak zorunda kalmasam… Hepsi hep benimle olsa, her gittiğim yere götürsem, hayat ne kadar kolay olurdu.
Bu sabah Tezcan Abla’ya uğrayamadım, iyi ki de uğramamışım, dünden vedalaşmışız. Yoksa bir posta da orada ağlardım… Okumayacağını bile bile ona buradan teşekkür etmek istiyorum. Nasıl da kandırmıştı beni, ilk geldiğim gün Fransız’ım ben ama okulda Türkçe öğrendim diye… Nancy’de kimsesiz kaldığımı sandığımda kimsem oldu, yedirdi, içirdi, gezdirdi… Neşe kaynağı oldu, göbek atmalarımla alay etti ama yeridir, tutamıyorum kendimi müzik duyunca.
Sonra Melda… Başta ne zaman geleceğimi bile anlamadı, ama sonra karşısında görünce tüm enerjisi ile kucakladı, bağrına bastı, halayına kattı !
Sonra Övünç… İnternetsiz kaldım sandığım anda bilgisayarımın ayarlarını yaparak kurtarıcı oldu, hasta ve olduğumda, yalnız kaldığımda yanımda oldu, yüzümü güldürdü…
Sonra İhsan Abi… Bizi yemeklere götürdü, işimize koştu yoğunluğunun arasında… Pişmaniyeler aldı, Türkiye’ye en özlem duyduğumuz anda…
Ve tabi Yasemin… En büyük vedalardan biri de ona. En geç onunla tanıştık ama en çabuk da onunla kaynaştık. Seninde dediğin gibi Yasmin, biz birbirimize ne kadar benziyoruz, İstanbul’da ayrılmayalım… Bana odanı açtığın, herşeyini paylaştığın, bu kadar güzel kalpli olduğun için teşekkür ederim…
Fonda Apocalyptica-Ville Valo’dan Bittersweet çalarken, şarkı yüzünden yazıma daha da acı katmadan, hepinizi sevdiğimi söylemek istiyorum Cano’lar !!
Ekim’de İstanbul’dayız takılıyoruz İhsan Abi ve Tezcan Abla’yı da ağırlamak için bekliyoruz !

1 yorum: